Başarıya ulaşmak için savaşmalısınız. Başarıya giden yol çok zorlu bir süreçtir. Bu yanlış inanışları bırakmanın vakti gelmedi mi?
Başarıya ulaşmak için çok savaşmanız gerekir yada gerekmeyebilir de. Zorlu bir süreç geçirebilirsiniz yada kolay bir süreç. Bu tamamen sizin hangi inanç yapısını benimsediğinizle ilgili. Filmler de hep başarıya çok zorlu bir şekilde ulaşıldığını, çok çalışmak ve mutluluğa ulaşmak için çok acı çekilmesi gerektiğini gösterirler. Bazı insanlar bulundukları yere çok zor geldiğini anlatmaktan keyif alır. Oysa başarıya ulaşmak için odaklanılması gerekenler bunlar değildir.
Başarılı insanlara baktığınızda gördüğünüz ortak özellik, hepsinin yüksek inançlarıdır ve iyimser olmalarıdır. Kimse onlara inanmazken bile onlar, kendi yarattıkları hayale inanmışlardır. Siz bir şeye çok inanır ve kalbinizin doğrultusunda giderseniz, mutlaka başarıya ulaşırsınız. Asıl odaklanmanız gereken nokta budur: Yüksek İnanç. Elbette bazı istenmeyen durumlarla, zorluklarla karşılaşabilirsiniz. Fakat bunlar, başarıya giden yoldaki tümseklerdir, yolun kendisi değil. Bu zorluklarda da yapmanız gereken lanet okuyarak daha da hırslanmak değil, bunların bir sebebinin olduğunu kabullenerek iyimser kalmaktır. Hırs ve azim ikisi farklı kavramlardır.
Filmler de genellikle, başrol oyuncusunun karşısına çıkan zorluklardan hırslanarak daha başarılı olduğu gösterilir. Oysa gerçekte bu kişilerin bu zorluklarla karşılaştıklarında bile pozitif kaldıklarını, iyimser olduklarını ve bir şeylere kızıp suçlamadıklarını görürsünüz.
Michael Jordan örneğini sık sık sporcularımla da paylaşırım. Michael Jordan’ ın lise takımına alınmadığını biliyorsunuzdur. Peki Michael Jordan ne yapmıştır. Antrenörüne kızıp, basketboldan kopmuş mudur? Ya da antrenörüne kızıp, suçlayarak hırs yapmış ve daha çok çalışıp basketbolcu mu olmuştur? Hemen bu soruyu evet diye cevaplamayın çünkü yine hayır. Birine kızmak, suçlamak sizi daha azimli yapmaz, sorumluluğu üzerinizden atmanıza sebep olur ve enerjinizi çalar. Michael Jordan da üzülmüştür ama kızmamıştır. O inancını yüksek tutmuş, pozitif kalmış ve çalışmaya devam etmiştir. Sonra da takıma girmeyi başarmıştır. Bugün spor tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı insanlarından biri olması, öfkesinin değil pozitif kalarak çalışmasının sonucudur. Kendisi de yaptığı bir röportajda ” Benden hayata dair bir öneri istiyorsanız, kalbinizin sesini dinleyin ve her zaman iyimser olun” demiştir.
Başarı için sahip olmanız gereken en önemli özellikler inanç ve pozitif bakış açısı. Bu yolun nasıl olacağını siz belirleyeceksiniz. Elbet karşınıza zorluklar, tümsekler çıkabilir fakat unutmayın yolun tamamı böyle olmak zorunda değil. En önemlisi bu yolda acı çekmek zorunda değilsiniz, asıl olan yoldan keyif almaktır. Başarılar…