Ağır spor yapan bireyler makro beslenmenin öneminin farkındadırlar ve gerekli özeni göstermeye çalışırlar. Buna rağmen bir takım aksaklıklar yaşayabilirler. Ama çoğu zaman mikro beslenmenin tam olarak farkında değillerdir ve sonuçlarını da gözden kaçırabilirler.
Ağır spor yapan bireyler protein ve karbonhidrat tüketimine titizlikle yanaşırlar ve bunu kolaylıkla fark edebiliriz. Fakat mikro besinler konusunda aynı titizliği gördüğümü söyleyemem çünkü çoğu zaman proteini büyük bir şevkle dillendirilirken mineraller konusunda aynı titizliği göremiyorum.
Ben yılda bir kez mutlaka kan tahlili yaptırıp kandaki mineral dengesine baktırıyorum çünkü bu küçük dostlarımızın eksikliğinde bir takım aksaklıklar oluşabileceğini biliyorum. Aynı zamanda bunu herkese tavsiye ediyorum çünkü bir şeyin yokluğunu bilirsen yerine koymak için de çaba harcayabilirsin öyle değil mi?
Biliyoruz ki ağır antrenman sırasında kaslarda derin hasarlar oluşurken aynı zamanda depolardaki besinlerde hızla tüketilir . Bu arada makro gibi mikro besin ihtiyacı da artar ki bunun da göz ardı edilmemesi gerekir. Antrenman günlerinde mikro besin ihtiyacı dinlenme günlerinin iki katına çıkmaktadır. Belki aklınıza gelmeyebilir, ama mikro besin eksikliğinde sportif performans da düşüş oluşacağı gibi hücre onarılması da sekteye uğramaktır.
Örneğin çinko mineralinin eksikliğinde testosteron üretiminde azalma olacağından, toparlanma ve kaslarda gelişimde yavaşlama olacaktır. Magnezyum uyku kalitesini aynı zamanda toparlanmayı hızlandıracaktır. Demir eksikliğinde hemoglobin üretilemez. Bakır da çok önemli minerallerden biridir. Bağ dokularının ve tendonların kuvvetlenmesi için fazlasıyla önem taşır. Bu liste böylece uzar gider.
Minerallerin çok önemli görevleri olduğunu ve bizim önemli dostlarımız arasında olduklarını görüyoruz. Görevlerini daha iyi analiz edersek vücudumuzda oluşan aksaklıkları anlamamız da kolaylaşabilir. Ve bu arada onları daha iyi tanırken aramızdaki bağı da güçlendirebiliriz.