Atletlerin kalori ihtiyacını karşılamak için, karbonhidrat ağırlıklı-özellikle basit karbonhidratla-beslendiklerini biliyorum çünkü onlara öğretilen bu. Fakat bu, ne bilimsel bir gerçek ne de biyolojik açıdan bir gereklilik değildir.Çoğu sporda, özellikle dayanıklılık sporlarında vücut enerji olarak glikozu kullanır. Bu sebepten karbonhidrat temel enerji kaynağı olarak kabul edilmiştir. Fakat bunun için karbonhidrat tüketmek gerekmez, çünkü vücut yediğiniz bütün besinlerden ihtiyaç duyduğu glikozu zaten üretebilir.
Aslında besinlerle alınan doğallığı bozulmamış hayvansal yağlar, ihtiyacınız olan enerji üretimi için en mükemmel ve en temiz enerji kaynaklardır ve DNA’ da da böyle kayıtlıdır. Fakat uzun süre yüksek oranda basit karbonhidrat tüketmeye alışırsanız, fizyolojiniz yağları enerji olarak kullanmayı unutmaya başlar ve körelir.
Bu noktaya gelmek aslında vahim bir durumdur, çünkü fazla karbonhidrat vücutta yüksek oranda iltihaplanmaya neden olarak, bir çok problemi de beraberinde getiriyor. Aynı zamanda insülin direnci yaratarak, uzun vadede obeziteye de kapılarını açmış oluyor.
Bu arada yüksek karbonhidratı savunanlar insülinin anabolik bir hormon olduğunu ve ondan faydalanmak gerektiğini söylüyorlar. Evet ama insülinden faydalanmak için karbonhidrat ağırlıklı beslenmeye gerek yoktur. Çünkü bazı amino asitler insülin üretirler ve böylece basit karbonhidratın vücutta yarattığı toksik etkiye maruz kalınmasına engel olurlar. Yani düzenli bir şekilde protein tükettiğinizde, vücut ihtiyacı olan insülini üretiyor zaten.
Maalesef bir çok sporcu yüksek oranda basit karbonhidrat tüketmediği zaman, enerji krizine gireceğinden korkar ama bunun gerçeklikle bir alakası yoktur. Son 50 yılda çok ciddi bir şeker pazarı yaratıldığından, bu inanç ısrarla beyinlere kazınarak yaygınlaştırılmıştır.
Asıl ihtiyacınız olan beslenme şekli, yüksek oranda yağ, protein ve düşük oranda karbonhidrattır. Uzun zamandan beri yaygınlaştırılarak dayatılan klasik beslenme pramidinin yürürlükten kaldırılması gerekmektedir.
Tabi ki yağ ve proteinle beraber tüketmeniz gereken basit değil ama komplex karbonhidratlar var. Bunlar mineral ve lif kaynağı olan bakliyatlar, sebzeler ve meyvelerdir. Lifler ve mineraller sağlıklı ve dinamik bir sporcu için oldukça önemli ve gereklidir.
Fizyolojinizi bozmuş olabilirsiniz ama geri dönüş mümkün. Biraz sabredip, beslenmenizi düzeltin ve DNA’ nızı dinleyin. Atletlerin kalori ihtiyacını karşılamak için, karbonhidrat ağırlıklı beslendiklerini biliyorum çünkü onlara öğretilen bu. Besinlerle alınan karbonhidratlar karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanıyor fakat kapasiteleri sınırlı olduğundan fazlası yağ olarak depolanıyor. Bunlar sonradan kolay kolay enerji olarak da yakılamıyor dolayısıyla sürekli bir enerji krizi ve performans düşüklüğü oluşuyor. Bunun yerine düşük karbonhidratlı yüksek yağ oranlı beslenmek, ihtiyacınız olan enerjiyi karşılamanın en mükemmel yoludur. Doğallığı bozulmamış hayvansal yağlar ( içyağ, tereyağ, balık yağı gibi ) mükemmel enerjinin ana kaynağıdır. Bununla beraber vücuttaki diğer sistemlerin doğru çalışması ve sekteye uğramaması içinde önemli görevler üstlenir. Ayrıca suda çözünen A, D, E, K vitaminlerinden faydalanabilmek için yağa ihtiyaç var. Bu vitaminlerin emilimini yeterince sağlanmadığı taktirde, vücutta bir çok aksaklığa neden olacak ve performansa yansıyacaktır.