Son 50 yıl Ve Şişmanlık

Şişmanlık hayata dair seçimlerin ve  bilinç altı kayıtlarının yarattığı,  bedensel bir travmadır.

şişman

Çağımızın vebası olan şişmanlık, her geçen gün hızla çoğalarak yayılıyor. Kendini baskın bir şekilde hissettirmesi ise,  son  50  yıla dayanmakta.  Çünkü insan doğasına taban tabana zıt ve aykırı gelişmeler,  bu dönemde çığ gibi büyüyerek insanlar üzerinde güçlü bir  hegomonya kurdu.

 Son 50 yıldan bu yana  teknoloji hızla gelişerek,  insanların  hayatına önce adım adım ve gün geçtikçe de daha baskın bir şekilde girerek bağımlılıkları da beraberinde getirdi. Teknolojinin hayatı kolaylaştıran özelliklerinden faydalanmak pek tabi ki gerekli ve kaçınılmaz. Fakat insanlar teknolojiden faydalanırken,  dozunu kaçırarak daha tembel ve rutin bir hayatın kucağına düştüler. Bu da kaş yaparken, göz çıkartmak oldu.

İnsanlar doğaları gereği  daha çok yürüyen ve  hareket eden canlılar iken, teknolojik bağımlılıklarla beraber hareket yeteneklerini sınırlandırarak  doğal yapılarına aykırı bir konuma gelerek daha şişman bireyler haline geldiler.  Malum artık insanlar daha çok oturup, daha az yürüyorlar. İnsanları  en çok tembelleştiren  en yaygın bağımlılıkların başında araba, televizyon ve bilgisayar geliyor.

Yine son 50 yıldan bu yana sanayileşmenin dev gibi büyümesiyle birlikte,  hazır gıda sektörünün akıl almaz boyutlara varması kolaylık gibi algılanmıştır.  Fakat  hazır gıdaların  beraberinde getirdiği olumsuzluklar, obeziteyi çok ciddi oranda tetiklemiştir.  Ayrıca yine  son 50 yıldan bu yana şehirlerdeki insanların hayatlarında, ekonomik ve sosyolojik nedenlere bağlı olarak obeziteyi tetikleyen olumsuz beslenme alışkanlıkları da meydana gelmiştir.

Yine son 50 yılda kendini daha baskın bir şekilde gösteren,  olumsuz bilinçaltı kayıtları da obeziteyi ciddi oranda tetiklemiştir. Bunların başında yalnızlık duygusu, korku, korunmaya muhtaç hissetme duygusu gelmektedir. Fakat insanlar bu olumsuz kayıtların,  beslenme alışkanlıkları üzerinde  olumsuz etki yarattığının kesinlikle farkında bile değiller.

Öncelikle obeziteyi tetikleyen olumsuzlukları  ve sonra da  daha sağlıklı bir yaşam için,  bir çok şeyi iyice gözden geçirelim artık. Sonrada  kayıtsız şartsız teknoloji esaretini bir kenara bırakalım.  Daha insancıl, daha sosyal, daha paylaşımcı, daha sportmen bir yaşamı destekleyelim. Doğal gıdalarla beslenme alışkanlıklarını daha çok geliştirelim. Ve mutlaka bilinç atlı kayıtlarını gözden geçirip, içlerinde gizli korkular varsa onlarla yüzleşip barışmanın yollarını arayalım.

PAYLAŞ
Önceki İçerikAğırlık Antrenmanında Nasıl Nefes Almalı?
Sonraki İçerikSağlıksız “Sağlıklı Yiyecekler” 2
Derya Türk kendisini “Aktarıcı” olarak tanımlıyor. Kendisini belli ünvanlara sıkıştırmanın doğru olmadığını savunuyor. O sahip olduğu ve ortak bilinçten edindiği bilgileri insanlara aktarıyor.