Üçüncü Beyaz

Doğanın olmazsa olmaz temel maddelerinden olan minerallerin eksikliği, başımıza  olmadık işler açabilir. Mineraller bildiğiniz gibi  temel besin maddelerindendir ve çok önemlidir. Günümüzde minerallerin  önemi çok daha fazladır, çünkü her geçen gün onlardan yoksun bir hayata doğru yol kat etmekteyiz.

üçüncü beyazTuz insanoğlunun asırlar önce keşfettiği ve kullandığı harika bir mineraldir. İnsanlar tuzun besin değerlerinden faydalanmış aynı zamanda  besinlerini saklamak  ve korumak içinde  kullanmışlardır. Tuz  tek başına bir ordu gibidir çünkü içinde 84 tane element bulundurur.  Tuzun vücudumuzdaki temel görevi osmoz işlemidir. Osmoz, çözücü maddelerin az yoğun ortamdan çok yoğun ortama seçici geçirgen zardan enerji harcamadan geçişidir. Vücudumuzda tuz olmazsa ne kadar su içersek içelim sudan faydalanamayız. Tuz sayesinde su hücrelerimize geçiş yapabilmektedir.

Tuz, kaya tuzu yada doğal deniz tuzudur. Doğal deniz  tuzu içinde 84 tane mineral bulunduran, vücutta sodyum klorürün birikimini engelleyerek vücuttan uzaklaştıran ve kan basıncını düşüren bir maddedir.

Vücudumuzda tuzun azlığı hücre dejenerasyonuna ve yaşlanmaya neden olurken aynı zamanda tuzun azlığı böbrek zayıflığı, karaciğer stresi ve adrenalin tükenmesine yol açabileceği gibi kalp kapakçıklarının yorulmasına da neden olabilir. Doğal deniz tuzunun içerdiği mineraller sayesinde  iyileştirme özelliği de vardır.

Doğal rafine edilmemiş deniz tuzu insan vücudu için gerekli olan minerallerin çoğunu içermektedir. Doğal tuz vücut sıvılarının hücrelerden serbest geçişine de yardımcı olur.

Doğal tuz %100 elle hazırlanarak, beyazlatıcı ve katkı maddeleri katılmadan, kekleşme reaktifleri ilave edilmeden, sodyum klorürü dengeli, 84 mineral içeriği korunan, rafine edilmemiş tuzdur.

Rafine tuz, sigara, alkol gibi zararlı maddeler arasındadır ve yüksek tansiyonun en önemli nedenlerinden biridir. Rafine tuz sıvıların hücrelere geçişini engelleyerek kronik böbrek sorunlarına neden olabilmektedir. Bu tuz, damar duvarları, arterler, beyin, idrar yolları, cinsel organlar, bez sistemleri ve eklemlerde birikerek problemler yaratabilmektedir. Fakat doğal gıdalardan alınan sodyumun fazlası vücut tarafından atılabilmektedir. Firmalar önce doğal tuzumuzu bozarak sağlığı tehdit eder bir hale getiriyor, sonra doktorlar da  bu tuzmuş gibi tuzu yerden yere vurarak günah keçisi ilan ediyorlar.

Rafine edilmiş tuz sadece sodyum ve klorür içermektedir çünkü  içindeki mineraller yok edilerek daha homojen bir görüntü elde edilmeye çalışılır. Rafine sırasında katkı maddeleri ayrıca akıcılığını sağlamak için  aliminyum silikat ilave edilir. Aliminyum beyinde tortu bırakan hafif bir metal olup, alzheimer hastalığına neden olabilmektedir.

Doğal tuzun içinde bulunan minerallerin 24′ ü yaşam için kesinlikle zorunludur. Bunlardan sodyum, potasyum ve klorid  sinir sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesinde ve kas kasılmalarında önemli rol oynar. Bu arada 84 mineralin vücutta dengeli bir şekilde bulunması  daha sağlıklı bir vücut için, daha da iyidir. İyon kaybı vücutta dengesizliklere neden olurken hücre üreme ve büyümesini de sekteye uğratarak hücre kayıplarına neden olur. Buda sinir bozuklukları, beyin kusurları, kas hasarları ve değişik hastalıklara zemin hazırlar. Bu yüzden kandaki tuz ve iyonların uygun mineral dengesi sağlık için hayati önem taşımaktadır.

RAFİNE tuzdan uzak duralım fakat DOĞAL tuz bir hazinedir, gerektiği kadar tüketelim. Özellikle spor yapanlar, terle çok mineral kaybettikleri için DOĞAL tuzu daha çok ihtiyacınız olacaktır. Ne kadar ter, o kadar tuz…

PAYLAŞ
Önceki İçerikKardiyo Antrenmanı Zamanlaması
Sonraki İçerikÖnce Canlandırın
Derya Türk kendisini “Aktarıcı” olarak tanımlıyor. Kendisini belli ünvanlara sıkıştırmanın doğru olmadığını savunuyor. O sahip olduğu ve ortak bilinçten edindiği bilgileri insanlara aktarıyor.